Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 28.04.2021 tarihli Kararı Işığında ICSID Hakem Kararlarının Türkiye’de İcrası

Uluslararası ekonominin gelişmesi, vatandaşı bulunduğu ülke dışında bir ülkeye yatırım yapan yatırımcılara hukuki güvence sağlanması ve bu sayede uluslararası sermaye hareketliliğinin geliştirilmesi amacıyla Devletler ve Diğer Devletlerin Vatandaşları Arasındaki Yatırım Uyuşmazlıklarının Çözümlenmesi Hakkında Sözleşme (“Sözleşme”) düzenlenmiş ve bu kapsamda Uluslararası Yatırım Anlaşmazlıklarının Çözüm Merkezi (“ICSID”) kurulmuştur.

Sözleşme uygulama alanına dolayısıyla ICSID’ın uluslararası yatırımcıları koruma amacı kapsamında yargılama yetkisine yönelik, biri uyuşmazlığın taraflarına ve diğeri ise uyuşmazlığına konusuna ilişkin olmak üzere iki sınırlama bulunmaktadır.

  • Uyuşmazlığın tarafları yönünden öngörülen sınırlama gereğince, uyuşmazlığın taraflarından birinin Sözleşme’ye taraf devlet, yatırımcının ise Sözleşme’ye taraf devletlerden birinin vatandaşı olması ve aleyhine uyuşmazlığa başvurulan devletin vatandaşı olmaması gerekmektedir.
  • Konu yönünden sınırlama ise, uyuşmazlığın yatırımdan kaynaklanması olmasına ilişkindir. Ancak Sözleşme “yatırım” kavramını açıkça tanımlamamakta ve bu kavramın içeriği hakem kararları ve doktrin görüşleriyle şekillenmektedir. Bu kapsamda ilk görüş yatırım kavramını önemli miktarda katkı, yatırımın belirli bir süre devam etmesi, yatırımcının belirli bir risk altına girmesi ve ev sahibi devletin ekonomik gelişimine katkı sağlaması kriterleriyle açıklar. Diğer görüşse yatırımcının vatandaşı olduğu devletle yatırım yapılan devlet arasındaki yatırım anlaşmalarındaki yatırım tanımının kullanılması gerektiğini savunmaktadır.

 ICSID tahkimini, diğer tahkim yargılamalarından ayıran iki temel özellik vardır:

  • İlk olarak davacı yatırımcı ve ev sahibi devlet arasında tahkim iradesi olmasa dahi yatırımcıların uyuşmazlıkların çözümü için tahkime başvurabilmesidir. Özellikle yargılama yetkisinin devletlere ait olması ve ancak tarafların kanunun izin verdiği hallerde, üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri doğmuş veya doğabilecek belirli bir uyuşmazlık hakkında karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanlarıyla tahkime başvurulacağı konusunda anlaşmaları halinde hakem heyetinin uyuşmazlığı kesin ve nihai olarak çözümleme yetkisi kazanacağı dikkate alındığında, herhangi bir irade uyuşması olmaksızın doğrudan tahkime başvurulabilmesi istisnai nitelik taşımakta olup bu durum ICSID tahkiminin en önemli karakteristiklerinden biridir.
  • İkinci olarak ICSID hakem kararlarının Sözleşme’ye taraf devletlerde herhangi bir tenfiz kararına gerek kalmaksızın doğrudan icra kabiliyetine sahip olmasıdır. Sözleşme’nin 54. maddesi uyarınca her üye devlet Sözleşme’ye uygun olarak verilmiş kararı bağlayıcı kabul edecek ve kararın parasal yükümlülüklerini kendi ülke mahkemesinin kararı gibi icra edecektir. Bu sayede yatırımcılar kararın uygulanacağı ülkedeki tenfiz engellerine takılma riskiyle karşılaşmadan elde ettikleri kararın icrasını sağlayabileceklerdir.

Ancak 2021 tarihli bir Yargıtay kararı ICSID tahkimi yönünden Türk yargı uygulamasında önemli bir yara açmıştır. Yargıtay 12.HD. 2021/875 E. 2021/4586 K.  28.04.2021 tarihli kararında Türkiye’nin ICSID hakem kararlarının doğrudan uygulanmasına ilişkin ön şartı yerine getirmemesi nedeniyle ICSID hakem kararlarının doğrudan icra takibine konulamayacağına aşağıdaki gerekçelerle karar vermiştir.

 “…takipten önce Türkiye’de herhangi bir mercie başvurulmaksızın doğrudan ilamlı icra takibine konu edildiği anlaşılmaktadır. ICSID Ana Sözleşmesi’nin 54/1. maddesinde; her üye ülkenin bu sözleşmeye uygun olarak verilmiş her kararı bağlayıcı kabul edeceği ve kararın parasal yükümlülüklerini kendi sınırları içerisinde kendi Devletinin mahkemesinin nihaî bir kararı gibi yerine getireceği düzenlendikten sonra, aynı maddenin ikinci fıkrasında bu kararların akit ülke sınırlarında uygulanma usulü düzenlenmektedir. Buna göre; bu kararların akit ülkelerde tanınmasını ve yürütülmesini isteyen tarafın, âkit devletin bu amaçla atayacağı uygun bir mahkeme veya otoriteye başvurarak Genel Sekreterce onaylanmış kararın bir örneğini sunmaları gerekmektedir…. Sözleşme’nin 54/2. maddesi kapsamında, kararların ülkemiz sınırlarında icra edilebilirliği yönünden henüz bir otorite belirlenmediği anlaşılmakla, sözleşmede belirlenen bu ön koşul sağlanmadan doğrudan icra takibine geçilebileceği yönünde bir sonuca ulaşılamayacağından…”

Yüksek Mahkeme bu kararıyla, ICSID hakem kararlarının doğrudan uygulanmasına ilişkin Sözleşme’nin 54/2 maddesinde öngörülen “Genel Sekreterce onaylanmış hakem kararıyla kararın uygulanacağı ülkenin belirlediği yetkili makama müracaat” şartını Sözleşme’nin 54/1 maddesine öngörülen ICSID hakem kararlarının tanıma ve tenfize gerek kalmaksızın icra kabiliyeti kazanacağı düzenlemesinin ön şartı olarak kabul etmiş, karara konu olay tarihi itibariyle Türkiye’nin böyle bir merci ataması yapmamış olması sebebiyle ICSID hakem kararlarının icrasının doğrudan icrasının mümkün olmayacağına hükmetmiştir. .

Sözleşme’nin Türkiye’de uygulanması yönünden olumsuz bir sonuç doğuran ve hatta ICSID hakem kararlarının Türkiye’de icrasını adeta imkânsız hale getiren söz konusu eksiklik Türkiye’nin, yukarıda anılan karara konu 2016 tarihli icra takibinin yapılmasından sonra Sözleşme’nin Türkiye yönünden gereği gibi uygulanabilmesine imkan tanımak adına 01.02.2017 tarihinde ICSID’e yaptığı;

Taraflar arası yazılı anlaşmada belirtilen yer asliye ticaret mahkemesi eğer anlaşma yoksa davayı kaybedenin yerleşim yeri, yoksa ikamet yeri her ikisinin de bulunmaması halinde talebe konu malvarlığının bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi yetkilidir, asliye ticaret mahkemesi bulunmadığı yerde asliye hukuk mahkemesi görevlidir.

şeklindeki bildirimiyle giderilmiştir.

Bu bildirimin yapılmış olması sayesinde, Yargıtay’ın 2021 tarihli yukarıda anılan kararında ICSID hakem kararlarının Türkiye’de doğrudan icrasına engel olarak görülen yetkili makam eksikliği, karara konu 2016 tarihli icra takibinden sonra 01.02.2017 tarihi itibariyle yapılan bildirimle giderilmiş ve ICSID hakem kararlarının Türkiye’de doğrudan icrası yargı uygulaması yönünden Yargıtay tarafından engel olarak görülen hukuki eksiklik ortadan kaldırılmıştır.

Sonuç olarak, bugün itibariyle, yukarıda anılan bildirimde yer verilen Asliye Ticaret Mahkemesi veya Asliye Ticaret Mahkemesi'nin bulunmadığı yargı çevresinde Asliye Hukuk Mahkemesi'ne başvurmak suretiyle ICSID hakem kararının tenfiz kararı alma gereksinimi olmadan Türkiye'de doğrudan icrası mümkündür.

Av. Dr. iur. Onur Ergönen, Yönetici Ortak
Kerem Baskın, Stajyer Avukat